-AstroEge-

Uzay Araştırmalarının Tarihçesi

Uzay bilinmezlikle doludur, insanlık var olduğu sürece de bu bilinmezlik içerisinde arayışlarına devam edecektir. Bu bloğumuzda uzay alanında yapılan araştırmaların tarihçesine derinlemesine bakacağız.

BLOG

6/9/20258 min read

  • 4 Ekim 1957: Dünya’nın ilk yapay uydusu Sputnik 1, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından yörüngeye oturtuldu. Yaklaşık üç hafta boyunca sinyal göndererek uydu daha sonra atmosfere girerek yandı. Sputnik 1’in fırlatılması tüm dünyada uzay çağının başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

  • 3 Kasım 1957: İnsanlı uzay uçuşlarına hazırlık olması amacıyla, Layka adlı köpek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından Sputnik 2 uydusuyla uzaya fırlatıldı. Layka, yörüngede dolanan ilk canlı oldu.

  • 14 Ağustos 1959: Explorer 6 adındaki uydu, uzaydan Dünya’nın ilk fotoğrafını çekti. Bu görüntü Hawaii’deki istasyona yaklaşık 40 dakikada gönderilebildi.

  • 7 Ekim 1959: Uzay sondası Luna 3, ilk kez Ay’ın Dünya’dan görünmeyen kısmının fotoğrafını çekti.

  • 12 Nisan 1961: Rus kozmonot Yuri Gagarin, Vostok 1 uzay aracıyla uzaya giden ve uzaydan Dünya’yı gören ilk insan oldu.

İnsanlık, varoluşundan bu yana gökyüzüne bakarak evreni anlamaya çalıştı. Yıldızların düzeni, gezegenlerin hareketi ve gökcisimlerinin gizemi, tarih boyunca düşünürlerin, bilim insanlarının ve gözlemcilerin ilgisini çekti. Bu merak, zamanla sistemli gözlemlere, teorilere ve nihayetinde teknolojik atılımlara dönüştü.

Uzay araştırmalarının tarihçesi, yalnızca teleskoplar ve roketlerle sınırlı değildir; bu tarih aynı zamanda düşüncenin evrimi, bilimsel devrimlerin doğuşu ve insanın bilinmeyeni anlama çabasının da bir yansımasıdır. Antik çağlardaki taş gözlemevlerinden, ilk yıldız haritalarına; Nicolaus Copernicus, Galileo ve Newton gibi bilim insanlarının öncülüğünde şekillenen bilimsel devrimlerden, uzaya gönderilen ilk canlılara ve Ay’a atılan ilk insan adımlarına kadar bu süreç, insanlığın ortak hafızasında derin izler bırakmıştır.

Bugün burada, geçmişten günümüze uzanan bu olağanüstü yolculuğu kronolojik bir sırayla ele alacak; insanlığın uzayı keşfetme serüveninin önemli duraklarını birlikte inceleyeceğiz. Çünkü geçmişteki her gözlem, her buluş ve her adım, bugünkü uzay bilimlerinin temelini oluşturmuş; aynı zamanda geleceğin keşiflerine ilham vermiştir.

Şimdi, uygarlıkların izini taşıyan antik gözlemevlerinden, gök cisimlerini inceleyen bilimsel devrimlere; ilk uzay uçuşlarından günümüzün uluslararası uzay istasyonlarına kadar uzanan bu tarihsel sürece birlikte tanıklık edelim.

Antik Çağ ve Orta Çağ Gözlemleri

  • MÖ 5000 – MÖ 4001: Günümüz Almanya sınırlarında bulunan Goseck Çemberi’nin, bilinen en eski güneş gözlemevlerinden biri olduğu sanılıyor. Bu yapının dört çemberden oluştuğu ve kış gündönümünde Güneş’in doğduğu kapıdan gözlemlendiği düşünülüyor.

  • MÖ 3000 – MÖ 1500: İngiltere Stonehenge’deki devasa taşlardan oluşan yapının, Güneş’in hareketlerini izlemek için kullanıldığı sanılıyor.

  • MÖ 570 – MÖ 495: Yunan düşünür Pisagor’un, Ay’ın hareketlerini göstererek Dünya’nın yuvarlak olduğuyla ilgili ilk fikirleri ortaya attığı düşünülüyor.

  • MÖ 310 – MÖ 230: Yunan bilim insanı Sisamlı Aristarchus, Evren’in merkezinde Dünya’nın değil, Güneş’in bulunduğunu ve Dünya’nın Güneş’in çevresinde dolandığını savundu.

  • MÖ 190 – MÖ 120: Yunan bilim insanı Hipparchus, ilk yıldız haritasını hazırladı ve Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığını hesapladı.

  • 786-833: Abbasi Hanedanı’ndan Memûn tarafından kurulan Şammasiye Gözlemevi ve Kasiyun Gözlemevi, tarihteki ilk modern gözlemevleri olarak biliniyor.

  • 858-929: Şanlıurfa’da doğan Arap bilim insanı Battani, bir yılın uzunluğunu 365 gün, 5 saat, 46 dakika ve 24 saniye olarak hesaplamıştır.

  • 965: İranlı bilim insanı Abdurrahman es-Sufi, bir yıldız kataloğu hazırladı. Bu katalogda yıldızların yanı sıra ilk kez Andromeda Gökadası da tanıtıldı.

  • 973-1052: İranlı bilim insanı el-Birûni, Dünya’nın çevresini 6340 kilometre olarak ölçtü. Dünya’nın bugünkü bilinen ortalama yarıçapı 6371 kilometredir.

Rönesans ve Bilimsel Devrim

  • 1543: Prusyalı bilim insanı Nicolaus Copernicus, Dünya’nın evrenin merkezinde bulunmadığını, Dünya’nın ve diğer gezegenlerin Güneş’in çevresinde dolandığını açıkladığı kitabını yayımladı.

  • 1605: Alman bilim insanı Johannes Kepler, gezegenlerin Güneş’in çevresindeki yörüngelerinin daire değil, elips biçiminde olduğunu ortaya koydu.

  • 1610: İtalyan bilim insanı Galileo Galilei, gökyüzü gözlemlerini bir kitap haline getirdi. Bu kitapta Kopernik’in Dünya’nın Güneş çevresinde döndüğü düşüncesini destekleyen hesaplamaları ve gözlemleri vardı. Galileo’nun gözlemlerine göre Venüs’ün de tıpkı Ay gibi evreleri vardı ve Jüpiter’in uyduları bulunuyordu.

  • 1655: Hollandalı bilim insanı Christiaan Huygens, Satürn’ün halkalarını keşfeden kişi oldu. Ancak Huygens bu halkaların tek ve katı bir yapıda olduğunu sanıyordu.

  • 1687: İngiliz bilim insanı Isaac Newton, yayımladığı kitabında gezegenlerin hareketlerini kütleçekim kanunuyla açıkladı. Buna göre gezegenlerin Güneş çevresindeki dolanma hızı Güneş’in kütlesine ve Güneş’e olan uzaklığına bağlıydı.

  • 1781: İngiliz bilim insanı William Herschel, başlarda bir kuyrukluyıldız ya da yıldız olduğu düşünülen, buz devi Uranüs’ün bir gezegen olduğunu ortaya çıkardı. Uranüs, bir teleskopla keşfedilen ilk gezegen oldu.

  • 1801: Günümüzde cüce gezegen olarak tanımlanan Ceres keşfedildi. Ceres, o yıllarda büyük bir asteroit olarak sınıflandırılıyordu.

  • 1846: Fransız bilim insanı Urbain Le Verrier’in matematiksel hesaplamalarından yola çıkan Alman bilim insanı Johann Galle, çıplak gözle görülemeyen tek gezegen olan Neptün’ü teleskopla gözlemleyen ilk kişi oldu.

  • 1915: Alman bilim insanı Albert Einstein, genel görelilik kuramını ortaya attı. Bu kurama göre kütlesi olan her nesne uzay-zamanı kütlesi oranında eğiyordu. Kütlesi olan bir nesne hızlandığında ise enerjisinin bir kısmı kütleçekimsel dalgalara dönüşüyordu.

  • 1924: ABD’li bilim insanı Edwin Hubble, evrende yalnızca içinde bulunduğumuz gökadanın değil, başka gökadaların da bulunduğuyla ilgili çalışmalarını, ayrıca Andromeda Gökadası’nın içinde bulunduğumuz gökadadan ayrı bir gökada olduğuyla ilgili bulgularını açıkladı.

  • 20 Şubat 1947: ABD, meyve sineklerini Alman V2 roketiyle uzaya gönderdi. Atmosfer dışına çıkan ilk canlılar olan meyve sinekleri, bir kapsül içinde paraşütle yeryüzüne inebildi. Bilim insanları bu deneyle uzay yolculuğunun canlılar üzerine olan etkilerini gözlemlemeye başlayabildi.

Modern Astronomi ve Uzay Çağının Başlangıcı

Cüce Gezegen ''Ceres''

Uzay Yarışı ve Keşifler

Yuri Gagarin

  • 20 Mayıs 1964: ABD’li bilim insanları Arno Penzias ve Robert Wilson, kozmik mikrodalga arka plan ışıması adı verilen ışımayı keşfetti. Büyük Patlama’dan yaklaşık 380.000 yıl sonra açığa çıkan bu ışıma evrendeki en eski ışık olarak biliniyor ve Büyük Patlama’nın kanıtı olarak kabul ediliyor.

  • 18 Mart 1965: Rus kozmonot Alexei Leonov uzay yürüyüşü yapan ilk insan oldu. Kozmonotun uzay yürüyüşü yaklaşık 12 dakika sürdü.

  • 20 Temmuz 1969: ABD’li astronotlar Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins, Apollo 11 uzay aracıyla Ay’a indi ve Ay’a ayak basan ilk insan Neil Armstrong oldu. Buzz Aldrin’in Neil Armstrong tarafından Ay yüzeyinde çekilen fotoğrafı da ikonikleşmiştir.

  • 19 Nisan 1971: Uzayda bilimsel araştırmalar yapmak için kullanılan uzay istasyonlarından ilki olan Salyut 1, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından yörüngeye oturtuldu. Salyut 1, 11 Ekim 1971’de atmosfere girdi ve yandı.

  • 30 Mayıs 1971: Mariner 9, Mars’ın keşfinde büyük rol oynayan ve Dünya dışında bir gezegenin yörüngesine başarıyla yerleşen ilk uzay aracı olan Mariner 9 uzaya fırlatıldı.

  • 2 Aralık 1971: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tarafından fırlatılan Mars 3, Mars’a yumuşak bir iniş yapan ilk uzay aracı oldu. Mars 3, hiçbir ayrıntısı olmayan bir görüntü ilettikten sonra işlevsiz hale geldi.

  • 7 Şubat 1984: ABD’li astronot Bruce McCandless herhangi bir uzay aracına bağlı olmadan, uzayda ilk serbest uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi.

Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins

Modern Uzay Çalışmaları ve Gelecek

  • 24 Nisan 1990: Dünya’nın yörüngesine yerleşen en gelişmiş teleskoplardan biri olan Hubble Uzay Teleskobu, Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) tarafından fırlatıldı. Güneş enerjisinden yararlanan bu teleskop şimdiye kadar pek çok yıldızın, gezegenin ve gökadanın fotoğrafını çekti. Hubble Uzay Teleskobu görevine hâlâ devam ediyor.

  • 20 Kasım 1998: Yapımında 16 ülkenin birlikte çalıştığı, içinde yaşanabilen ve araştırma yapılabilen bir uzay aracı olan Uluslararası Uzay İstasyonu’nun ilk parçası uzaya fırlatıldı. Farklı modüllerden oluşan bu uzay aracı, uzaya parça parça taşındı ve bu parçalar uzayda birleştirildi.

  • 28 Nisan 2001: İş insanı Dennis Tito, Soyuz adı verilen uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na giden ilk uzay turisti oldu. Tito’nun yolculuğu yaklaşık 8 gün sürdü.

  • 24 Ağustos 2006: Bu tarihe kadar bir gezegen olduğu düşünülen Plüton, Uluslararası Astronomi Birliği’nin yeni gezegen tanımına göre gezegenlikten çıkarıldı ve bir cüce gezegen olarak kabul edildi.

  • 11 Şubat 2016: İki karadeliğin birbiri çevresinde dolanırken enerjilerinin bir bölümü kütleçekimsel dalgalara dönüştü ve bu dalgalar ABD’de bulunan Lazer İnterferometre Kütleçekimsel Dalgalar Gözlemevi dedektörleri tarafından algılandı. Böylece kütleçekim dalgaları ilk kez gözlemlenmiş oldu ve Einstein’ın genel görelilik teorisi bir kez daha doğrulandı.

  • 30 Mayıs 2020: NASA astronotları Douglas Hurley ve Robert Behnken, SpaceX adında özel uzay taşımacılığı şirketi aracılığıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na yolculuk yaptı. Tarihte ilk kez insanlı bir uzay uçuşu özel bir şirket tarafından yapılmış oldu.

Hubble Uzay Teleskobu